#1
|
|||
|
|||
Kavak yeLLeri sözLeri (:
Badem Ağacı"
Hanginiz küçükken düşüp bi yerini acıtmadı ki? Ve hanginizin acısı biri öpünce hemencecik geçmedi ki? Deniz’de Aslı’yı bir badem ağacının altında öpmüştü… Düşünce kanayan yarası çabucak iyileşsin diye… Ama bütün bunlar küçükken idi… Onlar şimdi büyüdüler… Ve artık bir öpücük bir yarayı kapatmaya yetmezken Yerine daha da büyük yaralar açabiliyor… 1 Yanlış 3 Doğru" Bilirsiniz büyükler her şeyi çok bilirler… Bize de hep 3 yanlış 1 doğruyu götürür dediler… Hatta 4 yanlışın 1 doğruyu götürdüğünü bile söylediler… Zamanla yanlışlar çoğaldı, ama doğrular hep bir taneydiler… Büyüdükçe anlıyor insan, büyükler çok çok şey bilmiyor… Bir yanlış yaparsan bazen, tüm doğruları gotürüyor… Kızkaçıran" Gazozuna oynadığımız top, Meyvesine tırmandığımız dut… Ve kaç kez oyuna dalmıştık, Acıktığımızı unutup… En ateşli maceramızdı Fitili tutuşmuş bi kız kaçıran… Ve ne çok şarkı bilirdik Bilmediğimiz tek şeydi yalan… "Hipotenüs" Yaş 17 olduğunda ÖSS denen şey hayatımızın bir parçası haline gelir… Sorular, sorular ve sorularla… Oysa bir yandan yaşam alabildiğine devam etmektedir… Sorunlar, sorunlar ve sorunlarla… Bir de bakarsınız sorular ve sorunlar içinde hapsolmuşsunuz Hangisi doğru, hangisi yanlış derken, Kendi içinizde kaybolmuşsunuz Problem1: Efe küçüktür Gönülden… Gönül denktir Metin’e… Ve Gönül A şehrinden B şehrine gitmeye kararlıysa iyiden iyiye Metin ise yavaş yavaş daha çok yakınlaşıyorsa Gönül’e Efe ancak ve ancak çıldıracaktır yine… Problem 2: Bir dik üçgende Aslı a kenarı olsun, Mine ise b… İki dik kenar, iki dik kafalı kız… Gidiyorlar burunlarının dikine… Deniz’se iki dik kenarın arasında Üstelik Aslı yanında değil, artık karşısında… Offf… Sorular mesele olmuştur artık, Sorunlarsa soru… Ve Deniz gibi hipotenüs olursunuz bir gün Belki de budur en zoru… "Altıncı His" Bir fısıltı var içimde Sen de duyuyor musun? Sanki benden seni; kıskanmamı istiyor… Tanıyor muyum o sesi, Yoksa o ses ben miyim? Hiç yabancı değildim halbuki bana Sen de hiç bu kadar olmadın Ne çoksun şimdi içimde Aşk mı bu, pişmanlık mı? Kaybediş mi, öfke mi ne? Bir sıkıntı var içimde Sen de görüyor musun? Sanki benden seni; tekrar art istiyor… “Olmasa Mektubun…” İki mektup İki başkaldırış Biri aşka, biri hayata Ve iki ayrı mektup İki ayrı yüreğe düşen İki ayrı kor aynı zamanda Oysa bir zamanlar Masallar anlatırdık birbirimize Ve kor yerine Üç yeşil elma düşerdi gökten üzerimize Biri ona, biri bana diğeri de tüm sevdiklerimize Çocuk olmak paylaşmaktı Çocukluk böylesine güzeldi işte Kürkçü dükkanı Anladım Yok Çok döndüm Çok dolaştım Yok En güzeli senin gözlerin Gözlerin çocukluğumuz kadar sıcak Ve gözlerin kalan ömrümüz kadar derin Dönenlere küsme sakın Sen dünyaya küsebilir misin? Bil ki kimine göre baba ocağı Kimine göre yar kucağı şu kürkçü dükkanı dediğin Ve belki de her yolun sonundan sana dönmek En güzel yanı şu gençliğin Çünkü yok ki Çok döndüm Çok dolaştım yok Ve ben de anladım Aslı varken surete gerek yok Son Sardunyalar” Ah o yazlık sinemalar, Kapı önü akşamları… Saksıda son sardunyalar, Avluda el yazmaları… O pür telaş piyasalar, İlk sevda, ilk gözyaşları… Yolları hep gurbete bağlar, Hep o “gönül” şarkıları… Ah ne kahraman, ne cesur Ne güzel çocuklardık Her yeni günü ümitle Nasıl kucaklardık Ah kaldırımlar biliyor Bi tur muhteşemdik Güz güneşinden hüzünlü İlkyazdan şendik Hem utangaç, hem hevesli Mektepli sevgililerdik Pek kırılgan, pek acemi Bir söyler bin gülerdik "35 eksi 1" Ben seni sevdiğimde İstanbul’a gün doğmamıştı Balıkçılar ağ atmamış Şairler henüz yatmamıştı Neler yaşadık önce Ben seni ne çok sevdim Bir İstanbul Ekspresinden Halliceydi kalbim Ve bir yemini körelttim şimdi Yerine bir umudu biledim Ve bir İstanbul Ekspresinden Halliceydi kalbim Üstelik bilmiyordum Beşiktaş’tan Beyoğlu’na kaç saatte inilir Aşk nerdedir bu şehirde Hangi sokakta gezinir Dedim ya ben seni sevdiğimde İstanbul’a gün doğmamıştı Gün doğmadan neler doğar Bunu gönlüm de ummamıştı Uçakları hiç sevmem Trenden de vazgeçtim İzmir’den İstanbul’a Tam bir saatte geçtim “Havuz Problemi” Hiçbir şey eskisi gibi olmuyor artık Delice esiyor kavak yelleri Çocukluk elden yitip gidiyor artık Çocukluk uzaklarda kaybolan bir gemi Cesaret aşk kaygı derken Bir sancı kapladı tüm gövdemi Oysa biz daha dün hipotenüsü çözememiştik Nerden çıktı bu havuz problemi “filmin devamı” Bir fincanın dibinde, yarım kalmış aşkımsın Acı bir kahve gibi, uykumu kaçırmışsın Gündüzüm gece oldu tüm düşlerim seninle Sensizlikle son bulur her bir kabusum yine Oysa karabasan yalan, düş kısa ve yaşam uzun sevgilim Sende beni seversen yarım kalmaz hiç bi film "Pembe yalanlar” Bize söylenmiş ilk yalan Adamı ebe eden bir oyunda Fasulyeden oynayışımızdır… Oysa bi bilsek ki bu daha ne ilk Ne de son aldanışımızdır… Sonra ani leylekler kardeşlerimizi Kuşlar kabahatlerimizi dile getirir… Soramayız bile “anne söyle” “Söyle bu pembe yalanlar nedendir” Büyüklerin bahanesi hep Aklımızın ermeyişindendir Ve bir gün bakarız ki Zaten yaşam koca bir oyun Ne yaşımız ne aklımız ermekte Ve her gün birileri yine Her gün bir yerlerde birine Pembe yalanlar söylemekte “üçüncü tekil şahıs” Davetiyeler, odalar Ve localar iki kişilik Ya tek gidersin bi koltukta Ya biletler; iki kişilik Ya tek kişiliktir bi yatak Ya yalnız yatılmaz; iki kişilik Ya tek taraflıdır bi aşk O da severse; iki kişilik Başka kaç kişiyi seversen sev Bir sevda yalnız iki kişilik Hele baş başa bi akşamda Masalar hep iki kişilik Peki sen kimsin dediler bana Dedim üçüncü tekil kişilik Peki dostluk var mı dünyada Dedim dünya iki kişilik Çocuktuk çoktuk oysa Çok üzgünüm şimdilik "2. ilk öpücük" Kalbinin sağ yanından İlk sola saptığında Gizli bir yol var orda Dikkat et göreceksin Kimi hızlı gidermiş Kimi yavaş bu yolda Sen kimseye aldırmadan Gönlünce ilerleyeceksin Yolun son durağında Kapatıp gözlerini Güzel olan ne varsa Hepsini dileyeceksin Gözünü açtığında Tüm bildiğini unutup Belki hiç konuşmadan Bir kez daha diyeceksin Bir gün dönmek istersen Bu yolun dönüşü yok Her şeyi göze alıp Akla göğüs gereceksin Bütün yollar yürekten Dudaktan kalbe bir yol yok O an geldiğinde Bunu sende göreceksin |
Etiketler |
kavak, sözleri, yelleri |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|