aşk da tıpkı elif gibidir,isminde gizlidir,ama okunmaz.o olmadan da besmele sese gelmez.o her şeyin içindedir,ama hiç bir şeyde görünmez. hz.mevlana


İnsan vav şeklinde doğar, bir ara doğrulunca kendini elif sanır.İnsan iki büklüm yaşar, halbuki en doğru olduğu gün ölmüştür.Kulluğun manası vavdadır, elif uluhiyetin ve ehadiyetin simgesidir.O yüzden Lafz-ı ilahi elifle başlar. Elif kainatın anahtarıdır, vav kainattır.


Rabbi vav gibi mütevazı olsun ister kulları.Musa dal olmuştur ama Firavunun gözü Elifte kalmıştır.İbrahim ateşte vavdır, Nemrut bizzat ateşe odun.


Yunus, vav olup balığın karnında anca kurtarmıştır kendini.İnsan iki büklüm olunca rahat fiyat ana karnında.Boylu boyunca uzansa da kim rahattır mezarında?


Vavın elifle münasebeti ne kadar iyiyse, kainatın dengeside o kadar düzgündür.Kim kimi hatırlarsa önce o ona koşar.Kainatta tüm cisimler boşlukta dönerken insan belki o yüzden boşlukta kalmamış, Rabbi onu imanla doldurmuştur.Evvelde eliftir, bir ilahi nefesle ahirde vav olur kainat.


İyi bakıldığında, görmek için bakıldığında; Kimi bir insanın secdedeki hali, kimi bir ceninin ebeveyn karnında ki haline benzer..Vav Harfi, 'ın Vahid ismini ve birliğini simgeler. Ebced hesabında 6 rakamına denktir ki ; Bu yönüyle aynı zamanda imanın 6 şartını temsil ettiği söylenir.Harfi med olduğu gibi, kasem harfidir. Aynı zamanda, iki cümleyi veya özneyi bağlayan bağlaçtır.


Ey aşkın binbir başlı vav hali Ey ebedi kavram Gaflet vaktinde Gel gönlümün üstüne Usta bir hattatım ben Aşkı çizerim mekânlara Aşk sığmaz ki bu ummana Vav olur gözlerimiz Bürünürüz canlara Bir seyyah gibi Gelip göçen, göçüp giden Bu mekândan mekân'a Demem o ki Tarifini yapamam ben imkâna Bir hattatım Zamana vav çizmekteyim Hilalin dolunaya Dolunayın hilale dönüştüğü zamana


Ve mahlukat Nefes soluk aşk çekerken Mevla'ya Üstümde aşk kokusu var Yaşadıkça beni yontar Ve benzetir insana Elimde vav Gönlümde vav Gözümde vav Dem dem vav kesilirim Beni insan yapana Ey kalbimden geçeni bilen Allah'ım 'Kulum' de kâfi bana İster nârına garket İster nuruna


Meşhur bir hikayedirafız Osman fırtınalı bir günde dolmuş kayıkla Beşiktaş'a geçecektir. Bir kayığa biner. Yol bitmek üzereyken kayıkçı ücretleri ister. Fakat Hafız Osman o gün aceleyle çıktığı için yanına nakit almayı unutmuştur. Kayıkçıya; 'efendi, yanımda param yok, ben sana bir 'vav' yazayım, bunu sahaflara götür,karşılığını alırsın' der. Kayıkçı yüzünü ekşitip söylenerek yazıyı alır. Bir müddet sonra kayıkçının yolu sahaflar tarafına düşer. Bakar ki yazılar, levhalar iyi fiyatlarla alınıp satılıyor. Cebindeki yazıyı hatırlar ve götürür satıcıya. Satıcı yazıyı alır almaz 'Hafız Osman vav'ı' diyerek açık artırmaya başlar. Sonuçta iyi bir fiyata 'vav'ı satar kayıkçı. Kayıkçı bir haftalık kazancından daha fazlasını bu 'vav' ile kazanmıştır. Bir gün Hafız Osman tekrar karşıya geçecektir ve tekrar aynı kayıkçıyla karşılaşmıştır. Yol bitmek üzereyken tekrar ücretler toplanır. Hafız Osman da yol ücretini uzatır kayıkçıya. Kayıkçı 'efendi nakit istemez, sen bir 'vav' yazıver yeter' der. Hafız Osman gülümseyerek ; 'efendi o 'vav' her vakit yazılmaz.Sen dua et nakit kesemi tekrar evde unutayım' der...Ruhları şâd olsun üstadların...


'Sabır ve namazla Allah'tan yardım isteyin. Rablerine kavuşacak ve O'na döneceklerini umanlar ve Allaha karşı gerçek bir saygı gösterenlerden başkasına namaz elbette ağır gelir' Sonra çağırır insanı, belki cennet kokusunu duyurmak içindir bu davet, belki kendi yanına çağırıyordur. İşte o ayet: 'Secde et, yaklaş!' Eğil ve ben senin başını göklere erdireyim, yıldızları ayağına sereyim, sana gezmekle bitiremeyeceğin cennetler, sayamayacağın nimetler vereyim demektir bu. Secde et, vav ol, vay dememek için şey olan insan herşey demek olan Rabbinin önünde


Duâ
Manası: '(En üst orta Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla başlarım. (Sağ ve sol daire içi Allah Teâlâ'ya imân ettim (orta kısım) ve meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe, kadere, hayrın ve şerrin Allah'tan olduğuna, (ortanın altı) öldükten sonra dirilmenin gerçek olduğuna inandım. Ben şahitlik ederim ki Allah'tan başka ilah yoktur ve tekrar şahitlik ederim ki Muhammed onun kulu ve Resuludür.'

Bu yapıt 1956 senesinde yazılmıştır ve şu anda orjinali İstanbul Topkapı Sarayı Yazı Salonu'nda bulunmaktadır. Orjinal boyutları 43x54 cm'dir. Eserin en alt satırında Arapça olarak İcazet yazı stili ile hattatın imza cümlesi yer almaktadır ve manası şöyledir: 'Bunu yazan Güzel Sanatlar Akademisi hat muallimi fukara Hacı Mustafa Halim günahlarının bağışlanmasını diler.'

Hattatlar kimi eserlerinin sonuna bu tür imzalar atarlar ve kendilerini 'âciz', 'fakir', 'günahkâr' gibi sıfatlarla niteleyerek tevâzu gösterirler.

Bu çalışmada İslam inancının esas taşlarını görüyorsunuz. Buradaki yazıların hepsine ani 'Amentü' adı verilir. Çoğu müslümanın ilk ezberlediğii duâlardan birisi budur. Çünkü bu duâ, Müslüman kabul edilmek için söylenmesi gereken sözleri toplu halde içermektedir.

.